Teknik Bilgiler
Her
türlü
çaba
doğal
yaşamın
devamı
için:
İçinde
yaşadığımız
dünya
milyonlarca
biyolojik
çeşitliliğe
sahip
canlı
türünü
barındırmakta,
besin
zinciri
ilişkisi
ile
canlı
türlerinin
varlıklarını
kendi
doğa
koşullarında
birbirlerine
karşı
dengelemektedir.
Doğal
dengenin
bozulması
sonucu
sayıları
insan
toplumuna
zarar
verecek
şekilde
artan
haşerelere
karşı
yapılacak
mücadelede
temel
prensip;
Doğada
yaşamın
ve doğal
dengenin
korunmasıdır.
Bu nedenle
öncelikle
fiziksel
ve biyolojik
kontrol
yöntemleri
esas
alınır.
bu yöntemlerin
yetersiz
kaldığı
durumlarda
veya
uygulanan
yöntemlerin
etkisini
arttırmak
amacıyla
kimyasal
kontrol
yöntemleri
uygulanır.
WHO
(Dünya
Sağlık
Teşkilatı)
koordinasyonu
altında
dünyanın
her
yerinde
hastalık
etkeni
taşıyan
vektörlere
karşı
Planlı
entegre
Kontrol
Yöntemleri
geliştirilmekte
ve uygulamaya
konulmaktadır.
Haşere
problemleri:
Yürüyen
ve uçan
haşereler
insanlık
tarihi
kadar
eski,
her
türlü
doğal
şartlara
karşı
dayanıklı
zararlı
böcek
türleridir.
Bu haşereler
şu hastalık
etkenlerini
biyolojik
ve mekanik
olarak
yayarak
Halk
Sağlığını
tehdit
ederler. -Streptokok -Stafilokok
enfeksiyonları -Vibrio
Cholera -Tuberculos -Entamoeba
Histolityca
(Dizanteri
etkeni) -Hepatit
A virusu -Salmonella,
Shigella,
Difteri -E.
Coli
(Akut
ishaller) -Toksinler
(Besin
zehirlenmeleri) -Cilt
enfeksiyonu
yapan
bakteriler -Kancalı
kurtlar -Sıtma,
sarı
Humma,
Filariasis -Leishmania Bunların
yanı
sıra
sağlığı
huzuru
ve sükunu
bozarak
iş gücü
kaybı
yaratırlar.
Gıdaları
tüketerek
veya
bozulmasına
neden
olarak
milli
ve ekonomik
kayıp
meydana
getirirler.
ZARARLI
HAŞERE
BİYOLOJİSİ:
SİVRİSİNEKLER:
 Sivrisinekler,
böcekler
sınıfı
iki
kanatlılar
takımından
Culicidae
ailesi
içinde
yer
alırlar.
dünya
üzerinde
3350
tür
ve alt
türü
tespit
edilmiştir.
Ülkemizin
üzerinde
bulunduğu
coğrafyadaki
başlıca
türler
şunlardır. 1-Anopheles 2-Aedes 3-Culex 4-Culiseta
Biyolojileri:
Tam
başkalaşım
gösteren
canlı
türüdür.
Sucul
ve karasal
olarak
tamamen
farklı
iki
yaşam
biçimi
vardır.
Dişi
sivrisineklerden
Anofeller
bir
defada
200-400,
Culex
ve Aedesler
bir
defara
75-200
yumurtayı
aşağıdaki
üreme
alanlarına
(jitlere)
bırakırlar. -Bataklıklar
ve yavaş
akan
akarsular,
göller,
dere
ve nehir
kışısındaki
durğun
su odakları,
karayolları
kenarındaki
mevsimsel
su birikintileri -Sulama
kanalları,
çeşme
yalakları -Çayır
ve ormanlık
alanlarda
biriken
yağmur
suları -Çeltik
üretim
tarlaları -Temel
çukurları,
taş
oyukları,
ağaç
kovuklarında
biriken
sular,
kuyu
ve sarnıçlar -Konutların
balkonunda
bulunan
saksı,
bidon
gibi
su biriken
kaplar -Bahçelerde
bırakılan
fıçı,
kova
ve oto
lastikleri,
çatıdaki
su depoları -Bodrum
katlarındaki
su birikintileri -Açıkta
akan
lağım
suları
ve foseptik
kuyuları -Yağmur
suyu,
P.T.T.,
havagazı,
kolektör,
kanal
ve loğarları
Yumurtalar
suyun
sıcaklığına,
fiziksel
ve kimyasal
yapısına
bağlı
olarak
10-320C
arasında
16-32
saat
sonra
çatlar.
Yarı
saydam
olarak
yumurtadan
çıkan
larvalar
suyun
sıcaklığına
ve besin
durumuna
bağlı
olarak
15-300C
arasında
7-40
günde
3 kez
gömlek
değiştirip
4 devreden
geçerek
pupa
dönemine
geçerler.
Larvaların
gelişmesi
için
en ideal
su sıcaklığı 22-28°Cdir.Bu sıcaklıklarda larva dönemi 10 günde
tamamlanır. Pupa Dönemi: 4. devre larva kıvrllır.Başlangıçta saydam kitinsi
tabaka ile kaplı bir zarın içine hapsolur.Hareketlidir. Bu dönemde
beslenmezler.Hava almak için su yüzeyine çıkarlar.Su sıcaklığına bağlı olarak
15-34°C arasında 2-8 gün içerisinde pupa dönemi tamamlanır. Pupadan çıkan
erginler üreme alanı çevresindeki bitkilerden,yosunlardan hücre özsuyu emerek
beslenirler.10-12 saat sonra akşam gün batımına yakın saatlerde üreme alanı
çevresinde erkekler toplu olarak havada aşağı yukarı hareket ederek (çiftleşme
dansı-esem)yaparken dişi sivrisinekler bunların içinden geçerek
döllenirler.Erkek sinekler üreme alanları çevresinde kalır. Bitki özsuyu ile 1-2
hafta beslenir ve ölürler.Dişi sivrisinekler döllenmeye müteakip insan ve hayvan
kanı emmek üzere barınaklara ve meskenlere doğru saldırırlar. Döllenip kan
emen dişi sivrisinek 2-3 gün içerisinde yumurtalarını geliştirir ve uygun
bulduğu en yakın üreme alanına yumurtlar. Sivrisineklerin ortalama ömrü 40-60
gündür. Bu süre içerisinde 3-4 defa yumurtlarlar.Dişi sivrisinekler kıştan önce
evlerde,ahırlarda,ağaç kovuklarında taş ve mağara oyuklarında kışı geçirmek
üzere kışlamaya geçerler. Çok kurak ve sıcak havalarda da vücutları su
kaybettiği için sıcaklık uyuşukluğuna girerler. Kan emip yumurta
geliştirmez.Nemli,loş yerlerde sıcaklığın ve kuraklığın geçmesini
beklerler. Sivrisinekler 500- 1000 mt. doğrudan ve 5- 10 km. dinlenerek
uçabilirler.500- 1000 mt. yüksekliğe çıkabilirler.
KARASİNEKLER: Muscidae ailesine bağlı, dünya
üzerinde 3900 kadar türü olan,insanlarla teması çok olan ve dolayısıyla Halk
Sağlığını tehdit eden zararlılardan biridir.
Karasinek Üreme Alanlarl(Biotoglarl):
*Her türlü besin artıkları ve bunlardan oluşan
çöplükler *Hayvan bakım yerleri ve hayvan dışkılarından oluşan gübrelikler
*Açık lağım, kanalizasyon bağlantısı olmayan tuvaletler *Açıkta rastlanan
hayvan ve insan dışkıları *Hayvan leşleri ve ölü kuşlar *Gıda ve deri ile
ilgili sanayiden dökülen artıklar *Mezbaha ve hayvan kesim yerleri *Balık
pazarları, semt pazarları ve piknik yerleri
Karasinekler,üreme alanlarında bulunan mikroorganizmaları
vücutlarına bulaştırırlar veya gıdalarla beraber sindirim sistemine alırlar.
Daha sonra kondukları insan gıdaları,vücutları ve giysileri üzerine temasla veya
kusarak hastalık etkenini bulaştırırlar. Dişi karasinekler üreme ortamına
bir defada 100-150 yumurta bırakırlar. Yumurtalar %90 rutubetli ve nemli 15-40°C
'de 12- 36 saatte açllır.Kurtçuk görüntüsündeki larvalar %40.70 rutubette
12-30°C sıcaklıkta 3-23 günde 3 devre gömlek değiştirip pupa dönemine
geçerler. Pupalar rutubetli ortamdan kuru ortama göç ederler. 12- 30°C 'de
2-14 günde pupa evresi tamamlanarak ergin hale gelirler. Erginlerin yaşam süresi
25-30 gündür. Yaşam süresince 5-6 defa yumurtlarlar.Bir karasinekten sezonda 12
jenerasyondan 5-6 trilyon yeni nesil meydana gelir. Kışı uyuşuk olarak
kuytu,tenha,10oCnin üzerinde sıcaklıklarda geçirirler.
HAMAMBÖCEKLERİ:
Dünyada 4000'e yakın çeşidi mevcuttur. Yaygın olan 3 türü vardır
a)Blatella Germenica (Kaloriferböceği) b)8latta Oriental
(Karafatma) c)Periplaneta America ( Amerikan hamamböceği)
1-5 cm. boylarında kestane kahverengisi veya siyah renkte
yassı,pürüzsüz,dayanıklı gövdeye sahiptirler.
Yaşayışları: Gün boyunca sıcak yerlerde ,radyatörler ve
sıcak su boruları '.. . arkalarında saklanırlar.Çöplükler,lağımlar,çöp
artıklarl,çöp tenekeleri,dolap .. içleri,sandalye,masa altlarl,buzdolabl,fırın
vb. arkaları,kirli ve iyi temizlenmemiş tabaklar hamamböcekleri için ideal
üreme ve barınma yerleridir.Karanlığl tercih ederler, ışıktan derhal kaçarlar.
Hamamböcekleri her türlü besinle beslenirler. Etçil ve otçuldurlar,
susuz olarak
5- 10 hafta, besinsiz olarak birkaç ay yaşayabilirler.Nimflerin besinsiz
yaşama süresi 7- 10 gündür. Biyolojisi:
a)Blatella Germanica ( Kaloriferböceği): Erginler 4-6 ay
yaşarlar.Oişiler daha büyüktür,çiftleşmeye müteakip 2-4 hafta içerisinde
karnında yumurta geliştirir ve yumurtalarını kokan denen fasulyeye benzer
kapsuller içinde uygun ortamlara bırakırlar. Her bir dişi yaşam boyunca 4-8
kokan üretir.Her bir kokonda 30-40 yumurta bulunur.Kokonlardaki yumurtalar uygun
sıcaklıkta 24 saat içerisinde açılıp nimfler ortaya çıkar.Nimfler 40-60 gün
arasında 5-7 evreden geçip erginleşirler ve ev içlerinde yaşarlar.
b)Blatta Oriental ( Karafatma) Ev içi ve ev dışında bahar
aylarında faaliyete geçerler.Çiftleşen dişiler yaşamı boyunca 8-10 kokon
üretir.Kokonlarl bünyelerinde 2 hafta içerisinde geliştirip uygun ortama
bırakırlar. Kokonlardaki yumurta gelişimi sıcaklığa bağlı olarak 40-70 günde
tamamlanır,Her bir kokondan 5-15 nimf çıkar ve bu nimfler 5-6 ay içerisinde 7-10
evreden geçip erginleşirler.ErginlE 4 ay yaşarlar ve kış aylarında
populasyonları oldukça düşüktür.
c)Periplanata America ( Amerikan hamamböceği) Uçma
yeteneğine sahip iri yapılı türlerdir.l yıl veya daha fazla yaşama süreleri
vardır. Çiftleşen ergin dişi 8-12 gün içerisind yumurtalarını geliştirip kokon
halinde uygun ortama bırakırlar. Bir dişi yaşamı boyunca 20-50 kokon
meydana getirir. Kokonlardaki yumurta kuluçka periyodu yaklaşık 35 gündür.
Her bir kokondan 14-16 nimf çıkar ve bu nimfler 5-15 ay içerisinde 9-13 evreden
geçip erginleşirler.
FARELER:
Farelerle mücadelenin temelinde başlıca üç etken
vardır: -Yiyecek stokları ve malzemelerini tahrip ederek parasal kayba sebep
olmaları -Hastalık yaymaları -Birçok insana ürkütücü gelmeleri Başlıca üç
tür ele alınmaktadır: *Rattus norvegicus ( kahverengi sıçan) * Rattus
rattus ( kara sıçan) *Mus musculus ( ev faresi)
|
R.Norvegicus
|
R.Rattus
|
M.Musculus
|
Ağırlık
|
550
gr
|
300
gr
|
25
gr
|
Uzunluk
|
220
+
170
mm
|
200+
200
mm
|
90
+
90
mm
|
Renk
|
Kahverengi-gri
|
Siyah
-
K.Rengi-gri
|
K.rengi
-
gri
|
Dağılım
|
Yuva
açıyor
|
ılıman
iklim
|
Ev
içi
yaşam,
liman
vicarı,
nadiren
yuva
açıyor
|
Kulaklar
|
Kalın
küçük
tüylü
|
İnce,
geniş
|
Bazısı
tüylü
|
Hareket
Çapı
|
65
-
86
m
|
15
-
165
m
|
15
-
136
m
|
Azami yaşam süreleri ıs ay kadar tahmin edilmektedir.
ALGILAMA:
Dokunma: Etraflarındaki cisimlerle direkt temas kurarak
onları tespit ederler. Hareket sahalarının darlığı dikkate alınırsa, temasları
hafızaya almak suretiyle civarlarını tanırlar.
Tat: Tat alma güdüleri genellikle diğer baskın güdülerin altında
fazla gelişmemiştir. Özellikle şekere tepki vermezler.
Görme: Güdüm sağlamada gözün fazlaca bir etkisi
yoktur.Gece gündüz ayırımında veya kabaca cisimlerin algılayıp mesafe tahmininde
kullanırlar.
Koku Alma: Farelerin hayatında önemli bir yere
sahiptir.Üreme,yön bulma ve sınır tespitinde önemli etkileri vardır. Fare
idrarı"kimyasal haberleşme"de rol oynar. Dişi-erkek ayrımını belirler. Düşman
canl,ların ( kediler) tespitide bu yolla yapllır.Farelerin koku duyarlılığı
üzerinde mücadele yöntemleri denenmektedir.Çiftlik hayvanlarının idrarlarıda
fareler üzerinde çekici bir etkiye sahiptir.
Duvma ve Ses Çıkarma: farelerin haberleşmelerinde diğer
bir önemli yöntemde sestir.fareler insan kulağının algılayamayacağı ultra
sesleri duyabilir ve üretebilirler.Bu sistem çok kısa aralıklarla çalışır.(300
msn)Bunun amacı avcı canlıları uyaracak veya yerini belli edecek zamanı
vermemektir.
İKLİM ETKİSİ:
Sıcaklık: Düşük sıcaklıklarda ( -S,-6°C) yaşamlarını
sürdürebilmekle birlikte fiziksel değişikliklere uğrarlar. Yüksek sıcaklıklarda
ise metobolizma ısı ayarlaması yapamadığından hücreler yıkıma uğramaya
başlarlar.Kritik vücut ölüm sıcaklığı kahverengi sıçanlar için 44°C ve ev faresi
42-44°C 'dir.
GÜNLÜK FAALİYET DÖNGÜLERİ:
Fareler genellikle yuvalarının etrafından fazla
uzaklaşmazlar.Gündüzlerini genellikle uykuda geçirirler.Güneş battıktan hemen
sonra beslenme faaliyetlerine girişirler.Esasında,zamanlarının büyük kısmı besin
bulma faaliyetlerine ayrılmıştır. Güneş doğuncaya kadar sürdürülen faaliyet gün
doğumu ile birlikte en alt düzeye iner.
HAFRİYAT FAALİYETİ:
Özellikle R.Norvegicus,hafriyata düşkün olup gevşek,kazılması
kolay toprakları seçerler.Dolaylsıyla lağımların yakınlarında bulunmaları
şaşırtıcı değildir. Yuva hafriyatı ortalama 0.5 m'dir. Amaçlar; yavruları
beslemek ve avcı canlılardan kaçırmak ve gündüzleri dinlenebilecek bir mekan
oluşturmaktır.Beslenme bölgesine minimum uzaklıkta yuvalamayı tercih
ederler. Ev fareleri de dışarıda yaşadıkları zaman hafriyatı tercih etmenin
yanı sıra karmaşık yuvalanmalar yaparlar.
TATARCIKLAR (PHLEBOTOM):
Geceleri alacakaranlıkta ortaya çıkar, sivrisinekler gibi
insanları sokup kan emerler.Bu davranışları ile sivrisineklerle
karıştırılırlar. Böcekler sınıfının iki kanatlılar takımının phlebotom
ailesinden dünyada 410 türü vardır. insandan ve hayvandan kan emerek Şark
Çıbanı olarakta bilinen Leishmania hastalığının bulaştırılmasında doğrudan
roloynarlar. Tükrük salgıları alerjik olduğundan ısırdıkları bölge çok
kaşınır. Vücut ve kanatları sık pullarla örtülü solgun ya da parlak koyu
sarı renkte 1.5-3.5 mm boyunda, kambur yapıdadırlar.
Barınma Alanları: Nemli,loş,karanlık ve rüzgar almayan
sessiz meskenler,evcil ve yabani hayvan barınakları,inleri,kuş
yuvaları,kümesler,taş oyukları,mağaralarda gündüz boyunca dinlenir ve
barınırlar. Üreme Alanları: Yüksek oranda avık kıvamında nemli organik
birikimlerin bulunduğu çöplükler, kuş,hayvan,insan dlŞkısl,
gübrelikler,foseptikler ile nemlilik oranı yüksek,çürümüş çim ve yaprakların vb.
süprüntülerin olduğu yüzey alanlar.
Dişi tatarcık döllendikten 8- 10 gün sonra bu alanlara 40-50
yumurta bırakır ve ölür.Ortamın sıcaklığına bağlı olarak 5-20 günde larvalar
çıkar. Uzun, kurtçuk biçimindeki larvalar ortamın sıcaklığına bağlı olarak 6- 10
haftada 4 gelişim evresi geçirerek pupa evresine geçerler. Pupa evresi 6-10 gün
sürer ve ergin hale gelirler.Erginler 7-14 gün yaşar.1 defa kan emer,l defa
yumurtlar.Kan emmek için 1.5 km. uzağa
gidebilir.
,
PİRELER:
Siyah-kahverengi,2 mm. boyunda,katlı yapılı, 6 bacaklı
olup,vücudunda ve bacaklarında kılları bulunur.Sıçrayan yapıdadır.Oikey 20
cm, yatay 40 cm. zlplarlar.Oünyada 2.250 türü mevcut olup insanı en çok
hayvan,insan,toz ve kuş piresi rahatsız eder ve 2-3 yıl kadar
yaşarlar.Çok çabuk populasyon yaratır,haftada 2000 yavruya
ulaşabilir.Yumurtalarınl toz,toprak içine ve zeminlere ve hayvan tüyleri
arasına dağınık vaziyette bırakır. Uygun ısıda 8- 10 günde evrimleşerek pire
olur,lsl yeterli değilse 80-90 güne kadar uzar.Yumurtlamak için kan emerler, bu
sebeple canlıya ve insana hemen anında hücum ederler.Canll üstüne çıktığı için
evlere kolay taşınır,geceleri uyutmaz, ısırır, ciltte noktacıklar halinde ısırık
izleri, çamaşırda kahverengi pisliğinin lekeleri gözlemlenebilir.En çok
hayvanların dinlenme alanlarında görülür ve ürerler. Tifüs,veba,tularemi ve
bazı paraziter hastalık etkenlerini bulaştırırlar.Isırdığl yerde kaşıntı ve
dermatit oluşur.Bazl pire cinsleri ise insan ve hayvan derisi altına girer,oraya
gömülüp ürer,deriyi şişirir,deriyi kesip içindeki
pire kesesini delmeden
dikkatle çıkarmak gerekir. Kese delinirse akan sıvı şiddetli
alerjik reaksiyona sebep olabilir.
KENELER:
3 mm. kadar kırmızı kahverenginde yassı,oval bir parazittir.Kan
emerek büyürler. Keneler köpek dışında hayvanlarla insanlara da yapışıp kan
emerler.Oışarıda keneler çimenlerde,çalılıklarda ve hayvan barınma yerlerinde
bulunurlar ve buradan geçen hayvanlara yapışırlar.Hayvanlar vasıtası ile evlerin
içine kadar gelirler. Ev içinde bir dişi çatlağa,yarığa yumurta bırakırsa tek
bir keneden bir hafta içerisinde yüzlercesi oluşur.
İnsanı ısırdığı yerde kaşınma,kızartı,şişme olur. Bazen vücutla
nabız ve teneffüsün artması ve kene felci denilen felç gelişir.9 çeşit humma
hastalığı,çeşitli etkenli en az 7 çeşit beyin iltihabı,tularemi,salmonella
enfeksiyonu-virütik enfeksiyon gibi hastalıkları bulaştırırlar. En önemlisi
bir çok hastalık etkeninin doğada kolayca barınmasına kolaylık sağlamasıdır.
TAHTAKURUSU:
Erişkin tahtakurusu oval,yassı,çok ayaklı ,2-5 mm boyunda, pas
kırmızısı rengindedir.Ezilince pis kokar ve kan çıkar.Erginleri hiç beslenmeden
550 gün yaşayabilirler.Kümeler halinde 200 civarında yumurtayı yapıştırarak
çatlaklara bırakırlar.Evlerde insanların yaşadığı yatak odaları,çekyat,dolap
içleri,karyola yatak kenarları,duvar delikleri ve tahta aksam ayrıkları ile
yatakhaneler gibi yerlere yuvalanırlar.İnsanlarl ısırıp, ağırlığının 5-6 katı
kan emerler. Emdikleri yer şişer ve çıban gibi kızarır.Özellikle geceleri
aktiftirler.İnsana uyku da hemen hücum ederler ve evden eve eşya ile
yayılırlar. Pasteurella Pestis,alerjik reaksiyonlar M.Leprae,Bacillus
Anthracis,B.Recurrentin Gibi bir çok hastalığı bulaştırırlar.
AKREP:
2.5-5 cm. civarında, türüne göre siyah, sarı, kahverengi,
mavi
olabilir. Böceklerle beslenirler.Genelde taş duvar kovuklarnda, toprak
deliklerde,bodrum,çatı,ahşap bina,depo,moloz yığını gibi yerlerde
yuvalanırlar. Yuva ve yiyecek bulmak için binalara yaklaşır veya girerler.
Ev
içine girince yatakta,ayakkabı içi gibi her yerde rastlamak mümkündür.Geceleri
aktiftirler.Gündüzleri karanlık ve serin
yerlerde,yuvalarında geçirirler. Bahar ve sonbahar yağmurlarıyla dışarıdaki
yuvalarını su basınca bina içerisine girişleri sıklaşır. Çok
zehirlidirler. Korunma içgüdüsüyle temas edilince sokarlar.
İnsanlarda hayati
tehdit oluştururlar.
ÖRÜMCEK:
Parazitlenmezler, hastalık bulaştırmazlar.
Yağmacılıkla, böcekleri yiyerek beslenirler. Çok türleri vardır. Boyları türe
göre değişir. Bazıları insanda sokarak zehirlenme yapar. Genellikle
boyun,el,yüz,omuz ve koldan sokarlar.Evlerin loş,karanlık ve nemli yerlerinde
yuvalanırlar. Sokulan yerde yanma,ağrı başlar.Kaşınır ve şişer,titreme ve
bitkinlik oluşur. Nabız artması ve soğuk terleme görülür.Isırık yerinde
birbirine yakın iki nokta varsa ve yukarıdaki belirtiler oluyorsa örümcek
düşünülebilir.
ZARARLILARLA(VEKTÖRLERLE) MÜCADELE İLAÇ.ARAC VE GEREÇLERi
Biyolojik ve Kimyasal icerikli Halk saaııa! Hasere Kontrol
ilaçlar! ve Etki şekilleri:
l)Bivoloiik içerikli Kontrol ilaçları -Biyopestisitler-
Pestisitlerin tüm risklerini azaltabilen önemli bir grup
pestisittir.Bakteriler,bitkiler ve belirli minareller gibi doğal materyallerden
elde edilir. 3 temel sınıfta toplanırlar. l)Mikrobiyal Pestisitler: Aktif
madde olarak bir mikroorganizmadan meydana gelir.(bakteri,mantar,virüs,protozoa
vb) -Haşerelere karşı spesifik toksin üreterek, -Hastalığa sebep
olarak, -Haşereleri yok ederek spesifik etki gösterirler. En yaygın olarak
kullanılan mikrobiyal pestisit Bacillus Thrugiensis'tir. *Hedef seçici özelliği
vardır.(yalnız sivrisinek larvalarına etkilidir),diğer canlılara hiçbir toksik
etkisi yoktur. *Hedef canlılar Bti'ye direnç gösteremezler. *Doğal besin
zincirini olumsuz etkilemez *Çok kısa zamanda etkisini gösterir ve
parçalanarak birikime neden olmaz. *Her türlü su habitatında
kullanılır. *1 -4 devre larvaları sindirim yolu ile etkileyerek
öldürür. 2)Bitki Yapısında Olan Koruyucular: Bitkilerden bitkiye ilave
edilen genetik materyallerin oluşturduğu pestisit etkiye sahip
maddelerdir. 3)Biyokimyasal Pestisitler: Haşereleri toksik olmayan
mekanizmalarla kontrol eden ve doğalolarak oluşan veya aynı özellikte sentetik
olarak elde edilen maddelerdir.
A.Feromanlar: Haşerenin vücut dışında salgılanan
çiftleşme,işaret,toplanma vb.enzimlere feroman
denir.feromanlar;cezbedici,uzaklaştırıcı,yakalayıcı tuzaklarda biyokimyasal
etkili pestisit olarak kullanılırlar. B.Böcek Gelişim
Düzenleyicileri(IGR): 1.Juvenil Hormon Analogları 2.Kitin Sentezi
İnhibitörleri »Juvenil Hormon: Haşerenin iç salgı bezieri tarafından
salgılanan büyüme ve deri değiştirme hormonlarıdır.Ergin öncesi dönemlerde larva
ve pupa dönemlerinin belirli bir sırada gelişip evrimleşmesini
sağlar. 1.devre larvalarda en yüksek oranda salgılanan bu hormon seviyesi her
gömlek değiştirmede azalarak 4.devre larvalarda salgılama durur ve larva pupa
evresine geçer. Sentetik olarak elde edilen Juvenil hormon analogları
larvaların bulunduğu ortama uygulandıklarında larvaların büyüme hormonlarını
taklit ederler. Dışarıdan taklit edilen hormon seviyesi sürekli aynı seviyede
kaldığı için larva bulunduğu devreden bir başka devreye geçemez ve ölür. ~
Methopren,Priproxfen »Kitin Sentezi İnhibitörleri ( Gömlek değiştirmeyi
engelleyen hormonlar) : Sivrisinek larvalarının dış derisi kutikula adı verilen
kitin tabakası ile kaplıdır. 1. Devre larva kitin sentezi hormonunu yüksek
oranda salgılayarak gömlek değiştirip 2. Devreye ve aynı şekilde kitin
sentezi hormonu salgılaması ile 3.ve 4.Devreye geçer.4.Devrede kitin sentezi
hormonu salgılanması durur ve larva pupa evresine geçer. Larvaların bulunduğu
ortama dışarıdan verilen kitin sentezi inhibitörü (kitin oluşumunu engelleyen)
larvaların gömlek değiştirdiği evrelere geçmesini engeller ve bulunduğu devrede
ölmesine neden olur. Örnek: Diflubenzuron
2.Kimyasal içerikli Kontrol ilaçları:
*Organikklorilli Bileşikler(Klorlanmış Hidrokarbonlar):Temas ve
sindirim etkilidirler. Suda erimezler ve kolayca buharlaşmazlar.Uzun süre
kalıntı etkilidirler.İnsan ve hayvan bünyesinde yağlı dokularda birikim yaparlar
,organizmadan organizmaya kalıntı etkileri devam eder. Sudan balığa,balıktan
insana,ottan ineğe,inekten süte,sütten insan gibi. Sinir hücrelerine
etkilidir.Kalıntl etkisinden dolayı kullanılması
sınırlandırılmıştır. DDT,Dieldrin,BHC gibi aktif maddeler bu grup insektisitler
içerisinde yer alır.Bu bileşik- lerin ülkemizde kullanılması
yasaklanmıştır. *Organikfosforlu Bileşikler: Temas ve sindirim
etkilidirler.Sinir hücrelerinin salgıladığı cholinesterase enzimini engelleyerek
etki gösterir.Memeliler üzerinde toksik etkisi sınırll,hedef zararlılar üzerinde
yüksektir.Canll organizmada,toprakta,suda kalıntı
bırakmaz.Parçalanma(biodegredasyon)özelliğine sahiptir. Halk sağlığında ve
tarımda geniş kullanım alanına sahip insektisitlerdir.
Chlorpyriphos,fenitrothion, Temephos,Diazinon, DDVP gibi aktif içerikler bu grup
insektisitler içerisinde yer almaktadır. *Karbamatlı Bileşikler: Temas ve
sindirim etkilidirler.Karbamik asidin türevleridir. Cholinesterase enzimininin
salgılanmasını engelleyici etki göstererek ölüm meydana getirirler. Memeli lerde
düşük oral ve dermal toksisiteye ,geniş böcek öldürücü spektrumuna sahip
insektisitlerdir. Parçalanma özelliğine sahiptirler, kalıntı bırakmazlar.
Methomyl, Carbosulfan, Bendiocarb, Propoxur vb. aktif maddeler bu grup
insektisitler arasında yer almaktadır. *Piretroidler: Doğal krizantem
çiçeğinin(pyrithrin)sentetik türevleridir.Çok düşük memeli
toksisitesi,zararlılar üzerinde düşük dozlarda yüksek öldürücü etkisi,çok hızlı
bir şekilde biodegredasyona uğrama özelliği nedeniyle halk sağlığı haşere
kontrolünde,veterinerlikte,tarımda en çok kullanılan insektisit grubudur. Temas
ve sindirim etkilidirler.İlk türevieri gün ışığına dayanıksız ( photolabile)
özellikte olduğu için daha sonra geniş kullanım amaçlı olarak güneş ışığına
dayanıklı türleri geliştirilmiştir.(photostabile) Sinir hücrelerini etkileyerek
ölüme sebebiyet verir. Permethrin,Cypermethrin,lambda- Cyhalothrin,Cyfiuthrin
gibi aktif içerikler bu grup insektisitler içerisinde yer almaktadır.
Halk Sağlığı Haşere Kontrol ilaçları Formulasyon
Sekilleri:
EC (Emülsiyon Konsantre) : Emülsiyon konsantreler genellikle
%20-60 gr/It etkin madde ile uygun solvent karışımına emülgatörlerin ilavesiyle
hazırlanır.En çok kullanılan ilaçlardır. Etkin madde+solvent+emülsiyon
sıvısı = Emülsiyon konsantresi Etkin maddenin zararlılara
etkinliği,damlaClkların su yüzeyinde uzun süre kalabilmesiyle bağlantılıdır ve
bu damlacıklar büyüdükçe artar,Kullanım sırasında su ile kolayca karıştırılarak
kullanılan EC formulasyonlar nakliye tasarrufu sağlar. Emülsiyon
stabilitesi,homojen bir ilaçlama için önemlidir,İşlem gören yüzeyde daha az
görünür kalıntı bırakması ilacın tercih edilen özelliklerindendir. Kokusu
kuwetlidir ve gözenekli yüzeyler tarafından kolay emilirler. SC(Süspansiyon
Konsantre) : Katı haldeki aktif maddelerin su içerisine karıştırıldıktan sonra
yapı oluşturucu ve yüzey gerilimini azaltıcı maddeler eklenerek hazırlanmış
konsantre süspansiyonlardır.Kullanım öncesinde su ile seyreltilerek
uygulanır.Süspansiyon halde kalmayı güçleştiren bir çözücü içermediği için su
ile hemen karışırlar. Bu formülasyonlar,EC ile WP'lerin avantajlı etkilerine
sahiptirler.EC'ler gibi deriden kolayca nüfuz etmezler. Wp'ler gibi yüzeylerde
gözle görülür kalıntı bırakmazlar.
WP ( Islanabilir Toz) : Toz ilaçlar görünümünde ve kullanım
sırasında su ile karıştırılarak süspansiyon halinde uygulanan ilaçlardır.Etkin
madde ve dolgu maddesi beraberinde IslatlCl,dispers edici ve süspanse edici
yardımcı maddeler kullanılmaktadır. Bu formülasyonlarda etkin madde oranı
%20-80 arasında,tanecik büyüklüğü 5-50 mikron arasında değişebilir. Homojen bir
ilaçlama için süspansiyon yeteneğinin yüksek,köpüklenmenin düşük olmasıChatta
hiç olmaması)istenir. Bu formülasyonlar kokusuzdur,gözenekli yüzey ve deri
tarafından kolayca emilmezler.Karıştırma sırasında, toz partiküllerin uçuşup
solunumla alınmasını önlemek için maske kullanıl- malıdır. EW (Suda Yağ Emülsiyonu) : Uygun çözücüdeki etkin madde
çözeltisi ile yüzey gerilim sağlayan katkı maddeleri kullanılarak hazırlanan
su-yağ emülsiyon formülasyonlarıdır. Oluşturulan yağ damlacıkları suyun
içerisinde dağılma özelliğine sahiptir. Kullanım sırasında su ile
seyreltilir.Aktif madde konsantrasyonu SOO gr/It gibi yüksek değere
ulaşabilir. EW formülasyonlarl,EC formülasyonlarına göre daha uzun süreli
kararlılık gösteren bir yapıdadır,çözücü ve yüzey gerilim sağlayıcı madde
kullanımı daha azdır. ULV yöntemi ile uygulandıklarında EW formulasyonlar
,formulasyon yapısında bulunan yağlı alkol molekülleri insektisit
parçacıklarının dış yüzeyine geçerek buharlaşmayı geciktiren koruyucu bir tabaka
oluşturur.
Halk Saalıaı Hasere KontrolMücadelesinde Kullanılan
Cihazlar:
ULV: Ortalama 25 mikron VMD boyutunda zerrecik üretebilen asgari
6 mJ/dak. Havayı 5 psi basınçta üfleyebilen bir blowera sahip olan 9- ıs hp 4
zamanlı motora sahip 1-4 adet gaz enerjili diskli veya vortikal memeyeıilaç
verimi 0.600 ml/dak. 'ya ayarlanabilen pompaya ,2 saat çalışma yeterli
yakıt formulasyon tankına kendi kendisini temizleme sistemine uzaktan kontrol
ünitesine sahip bir araç üstü ekipmandır.Kapall alanda kullanmak üzere sırtta
veya elde taşınan elektrikli ve küçük tek zamanlı motorlu tipleri vardır.
Sisleme: EI ve araç üstü tipleri mevcuttur.Partikül büyüklüğü ı
-200 mikron arasındadır.İçten yanmalı motorla yüksek sıcaklıkta hızlı hava akımı
üretmekte sıcak havaya hızlı ilaç püskürtülerek buharlaşma sağlanmakta ,eksozdan
dışarıya fırlatılan buharlaşmış sıvı dış ortamda yoğunlaşarak zararlı
kontrolünde kullanılır.
Motorlu Pulverizatör: Motorlu, sırtta veya araç üzerinde
kullanılan tipleri vardır.Sıvl ve granül formulasyonlarının SO-200 mikron
büyüklüğünde püskürtür.Püskürtme mesafesi 7 m.ye kadar olur.Çöp ve gübrelik
ilaçlaması ile larva mücadelesinde kullanılan cihazlardır.
EI tipi Basınçlı Pulverizatör: Plastik veya krom
malzemeden yapılmış olurlar. Kalıcı ev içi uygulamalarında ,larvasit
mücadelesinde ve dış alan kalıcı etkili ilaç uygulamalarında
kullanllırlar.Oamlacık çapları lOO-200 mikrandur.
HALK SAĞLIĞI HAŞERE KONTROL YÖNTEM VE TEKNİKLERİ
1.Mekanik Yöntemlerle Mücadele:
Vektör Kontrol Çalışmaları'nın esası insanların ,doğanın,evcil
hayvanların en az düzeyde olumsuz etkilenmesini sağlayarak toplumu bulaşlCl ve
sosyal hastalıklardan korumak,insanların huzur ve sükun içerisinde
çalışabilecekleri,uyuyup dinlenebilecekleri,eğlenebilecekleri güvenli bir ortam
sunmaktır. Bunu yapmak için öncelikle mekanik,fiziksel ve biyolojik kontrol
yöntemleri esas alınır. Çevrenin ve alt yapının düzenlenmesi,zararlı üreme
alanlarının ıslah edilip ortadan kaldırılması,mahalli yöneticilerin ve halkın
bulaşlCl hastalıklar ve hastalık bulaştırlClsı zararlılar hakkında sürekli
eğitilmesi ilk başvurulacak fiziksel kontrol yöntemleridir.Başarl için toplumun
her kesiminin katkısı şarttır. Mekanik Mücadelede ana unsurlar: -Herhangi
bir yerde herhangi bir şekilde 10 gün üst üste kalabilecek su birikintisine izin
vermemek. -Organik artıkların açıkta ve gelişigüzel çevremizde birikmesine
izin vermemek -Her türlü gıda maddesinin uygun ve kapalı kaplarda muhafaza
edilmesi ve etrafa hiçbir şekilde dökülüp saçılmasına izin vermemek
2. Fiziksel Yöntemlerle Mücadele:
-Işık vb. tuzak yöntemi -Tel kafesıcibinlik yöntemi
-Ultrasonik ses veren cihazlar -Yapışkan tuzaklar
3.Biyolojik Mücadele:
Hedef canlıyı kendi doğasında bir başka canlı ile
(predatörle) kontrol etme esasına dayanır -Balıklar(Gambusia) -Kurbağalar
,sucul kuşlar -Virüsler, bakteriler, protozoalar, helmintler,
mantarlar
4.Biyolojik,
Biyokimyasal,Kimyasal Entegre Mücadele:
Bazı durumlarda Halk Sağlığını korumak amacıyla zararlının
kontrolü için kimyasal maddelerin kullanılması kaçınılmaz olmaktadır. Bu
durumda kullanılacak biyokimyasal ve kimyasalların seçiminde bazı temel kurallar
adım adım izlenmelidir. Amaç: Hedef zararlıyı her biyolojik evresinde 12 ay
süresince ürediği,beslendiği,barındığı,dinlendiği ortamda kontrol altında
tutmaktır. -Mücadeleye başlamadan önce mücadele yapılacak alanın haritası
çıkartllır.Bu haritada üreme ve barınma yerleri işaretlenip
kodlandırılır. -İhtiyaç duyulacak araç,gereç ve uygulayıcı personel tespit
edilir. -Hedef zararlıya etkili olan, maliyet avantajı olan,çevre ve hedef
dışı organizmalar için zararlı etkisi olmayan (güvenli olan) ilaçların seçimi
yapllır.İlaç seçimi aşağıdaki kriterlere göre yapılır: *WHO tarafından
tavsiye edilmeli ve Sağlık Bakanlığı tarafından haşere kontrolünde kullanılma
amacıyla ruhsatlandırılmış olmalıdır. *Uygulama yapılacak yörede kontrol
edilecek zararlı kullanılacak ilaca karşı dirençli olmamalıdır. *Etiketinde
önerilen uygulama dozunda hedef zararlı için öldürücü olmalı,diğer canlılara
toksik etki yapmamalıdır. *Başta uygulaYIClya olmak üzere ilaç tahriş edici
ve iritan etki yapmamalı, taciz edici kokusu olmamalıdır. *Böcekler üzerinde
uzaklaştırICl(repellent)etki yapmamalı,uygulanılan ilaç bitkide,toprakta,suda ve
havada kolayca parçalanabilmeli (biodegredasyona uğramalı), parçalanma ürünleri
doğaya zarar vermemelidir. *İlaç formulasyonu uygulama aracına uygun
olmalıdır. :İlaç formulasyonunun ve formulasyonun içerisindeki teknik
maddelerin Akut Oral,Akut Dermal LD50 değerleri ile Akut Inhalasyon ile sucul
canlılara LC50 değerleri bilinmelidir. Tüm bu özelliklere bağlı
olarak: 1.Etkinliği olmalı:Tercih edilecek ilacın hedef zararlıya
karşı, Bakanlık ruhsatına esas onaylı etiketinde belirtilen dozunda tam etkisi
olmalıdır.( hedef zararlı populasyonunun ilaca karşı bağışıklık geliştirmiş
olmaması gerekir.) 2.Güvenliği olmalı: Hedef dışında kalan tüm
canlılara karşı toksik etkisi hiç ya da çok az olmalıdır!. 3.Ekonomik
olmalı: Birim alan/hacim ilaçlama maliyeti düşük olmalıdır. Ancak bu 3
ana faktörü aynı anda içeren ilaCl bulmak mümkün değildir. SAGLIKLI BIR DUNYADA YAŞAMANIN TEMEL KOŞULU DOGAL DENGELERIN KORUNMASI
PRENSİBİNE BAGLI OLDUGU DÜŞÜNCESİ İLE İLAÇ
SEÇİMİ: GÜVENİLİRLİK - ETKİNLİK-MALİYET SIRALAMASINA GÖRE YAPILMAlIDIR. Yukarıdaki bilgi ve veriler kullanılarak Entegre Kontrol
programı hazırlanıp uygulamaya konulur.
1. LARVA MÜCADELESİ
*Sivrisinek Larvalarına Karsı: Larva üreme alanları bir
programa bağlı olarak KASIM-MART aylarında 30 günde bir, NİsAN- MAYIS aylarında
15 günde bir ,HAZİRAN-EKİM aylarında 10 günde bir olmak üzere Temephos Aktif
İçerikli kimyasal larvasitlerle veya Bacillus Thrugiensis israelensis Aktif
içerikli Bakteri esaslı ilaçların likit veya granül formulasyonları ile
ilaçlanır. Foseptik,su havuzu, kuyu ilaçlamalarında 5 mg Temephos a.i/lt
veya 10 mg. a.i/lt Bti formulasyonlu ilaçlar uygulanır. Yüzeyalan
ilaçlamalarında ise her iki formulasyonun etiket bilgilerine göre hazırlanan
karışımdan hektara 100 It. uygulanır. İçme ve kullanma sularında 1 mg.
a.i/lt dozunda Temephos,O.OS mg. a.i Bti uygulanır. Larvasitler direnç
oluşumuna zemin hazırlayacakları için ergin mücadelesinde
kullanılmazlar. Juvenil Hormon Analogları ,(IGR) Böcek Gelişim
Engelleyiciler ve/veya Kitin Sentezi Engelleyiciler su hacmi bilinen ve
denetlenebilen üreme alanlarında mg a.i/litre dozunda hesaplanarak 30 günde bir
12 ay süreyle uygulanır. İçme ve kullanma sularına 1 mg a.i/litre oranında
uygulanabilirler. Yüzey gerilim ajanları( monomoleküler yüzey filmleri) ;
çevreye zarar vermeden toprakta çözünebilme özelliğine sahiptir ancak
oluşturdukları film çok incedir.En ufak bir esintide kırllır.Rüzgar almayan
havuzlarda,kaplarda,küçük göletlerde kullanılır. *Tatarcık ve Karasinek
Larvalarına Karsı: Larva üreme alanlarına MART-EKİM aylarında 14 günde bir
yüzeyalana 100-400 ml/m2 oranında karışım düşecek şekilde dozunda
organikfosforlu insektisitler uygulanır.
Larva mücadelesinin yapıldığı dönemlerde aynı alanlarda mutlaka
ergin mücadeleside yapılmalıdır. 2.ERGİN MÜCADELESİ:
Beslenme,barınma,üreyip çoğalma ,dinlenme,kışlama alanlarında
bulunan uçan ve yürüyen zararlıların kontrolüdür. *Rezidüel(Kalıcl Uvgulama):
Hedef zararlının ilaçlanmış yüzeylere temas ederek öldürücü dozda
insektisite maruz kalıp ölmeleri prensibine dayanır.SC ,WP,WG,EW,EC formulasyon
yapısında bulunan kalıcı etkili ilaçlarla kapalı yüzeyalanlarda 40 ml/m2 ; açık
yüzeyalanlarda 100 ml/m2 karışım düşecek şekilde basınçlı sırt pulverizatörleri
veya motorlu sırt pulverizatörleri ile 30 günlük periyotlarla ilaçlama yapılır.
*Açık ve Kapalı Alan ilaçlaması: Hedef zararlı ile temas
edecek ideal boyutta ki damlacık bulutunun uygulama yapılan alandaki havayı
kaplaması sonucu uçan,yürüyen,dinlenen zararlının insektisit damlaakları ile
temas ederek ölmesi prensibine dayanır.Bu prensipleri yerine getirmenin 3 temel
koşulu vardır:
ı.Uygun ekipman seçimi 2.Uygun formulasyon yapısında
insektisit seçimi 3.Uygun planlama ve tekniğin kullanılması
**Uygun Ekipman Seçimi: Alan ilaçlaması için ilaç verimi
ayarlanabilen ,damlaok çapı ortalama 2S mikron VMD arasında denetlenebilen soğuk
sisleme(ULV) ve Termal (Slcak)Sisleme cihazları ile yapılır. Soğuk sisleme
cihazlarında seyreltici olarak su kullanılması sonucu elde edilen maliyet
avantajı ve çevre güvenliği, ilaçlı karışımın ortalama 2S mikron VMD çapında
damlaoklara parçalanarak birim hacim alan başına düşen damlaok sayısının artması
ve dolayısıyla alanın ilaçla kaplanması,ortalama 2S mikron VMD çapında
damlaokların belli bir zaman dilimi içerisinde yere düşmeden,havaya uçmadan
ilaçalama alanı içerisinde havada asılı kalması gibi büyük avantajları vardır.
Termal Sisleme cihazlarında seyreltici olarak kullanılan mazotun ek maliyet
getirmesi,mazotun çevre kirliliği yaratması ,yangın riskini arttırması,bitkiler
üzerinde fitotoksik etki yapması,yoğun sis dumanının trafiği engellemesi,yoğun
sis dumanını eğlenceli gören çocukların araçlara arkadan binerek zehirlenmeye
maruz kalmasl,cihazın oluşturduğu damlaokların 1-200 mikron arasında kararsız
yapıda olması,küçük damlaokların (1 -S mikron) gökyüzüne doğru hedef alanın
dışına çıkması, büyük damlaokların (80- 100 mikron) ilaçlama makinesının hemen
arkasına düşmesi, yüksek ısıya maruz kalan teknik maddenin belirli oranda
etkisini kaybetmesi gibi büyük dezavantajları vardır. **Uygun Formulasyon
Yarısında İnsektisit Seçimi: ULV Uygulamaları: ULV yöntemli uygulamalarda
su bazlı EW formulasyon yapısında insektisitler tercih edilmelidir. Bu yeni
teknoloji ile üretilen formulasyonlar su ile seyreltildiklerinde formulasyon
yapısında bulunan yağlı alkol molekülleri insektisit parçacıklarının dış
yüzeyine geçerek buharlaşmayı geciktiren koruyucu bir tabaka oluşturur.
Ortalama 2S mikron VMD çapındaki damlaoklar buharlaşmadan daha uzun süre havada
asılı kalır.Bunun sonucu olarak zararlılara temas şansı artıp etkili sonuç
verir.EC formulasyonlar iç alanlardaki ULV uygulamalarında tercih edilmelidir.
Dış alanlarda EC formulasyonlu insektisitler uygulanacaksa kerosen gibi yüksek
kaynama noktasına sahip fitotoksik olmayan seyreltici ile seyreltilerek
buharlaşmadan etkilenmeyen kararlı damlaokların oluşumu sağlanır. Termal
Sisleme Uygulamaları: Bu uygulamalarda EC formulasyon yapısında insektisitler
tercih edilir. ** Uygun Planlama ve tekniğin kullanılması: Alan
spreylemesinde havadaki insektisitle temas eden zararlının öldürülmesi
amaçlanmıştır. Temel etki zararlı yoğunluğunda hızlı bir azalma sağlamaktır.Bu
nedenlere bağlı olarak uygulama yapılan ortamda mutlaka zararlının bulunması
gereklidir. Uygun ekipman (cihaz,araç-gereç) ,uygun formulasyonda insektisit
seçildikten sonra bir program dahilinde alan ilaçlamasına başlanılır. Açık
alanda yapılacak uygulamalarda hedef zararlının dışarıda olduğu akşam
alacakaranlık ile sabah gün doğumuna kadar olan saatler ilaçlama için en uygun
zamandır. Rüzgar hızı 10 km/saatin altında olmalıdır. Araç hızı 10 -ıs
km/saat olmalıdır. ULV yöntemli uygulamada birim hektar yüzeyalana asgari
SOO ml. karışım; Sisleme yöntemi uygulamalarda 2000 ml. karışım düşürülmelidir.
Üreme alanları çevresinde yapılacak uygulamalar sabah kuşluk saatine kadar olan
zaman dilimi içinde yapılmalıdır.(çöplük,gübrelik,göl,nehir kenarında yapılacak
ilaçlamalar), Meteorolojik koşullar çok uygun olmalı, hava yağışlı
olmamalıdır. İlaçlama cihazını taşıyan araç rüzgar doğrultusunda sağ açıdan
sürülmelidir. Uygulama sırasında tüm kapı ve pencerelerin açılması konusunda
uyarı anonsu yapılmalıdır. Kapalı alan uygulamalarında içeride canlı
bulunmamalı, yiyecek,içecek maddeleri açıkta olmamalı, ilaçlamayı müteakip 30
dk. ortam kapalı tutulmalıdır. Hedef zararlı yoğunluğuna göre uygulama açık
alanlarda NİSAN-EYLÜL arasında 10-20 günde bir, kapalı alanlarda EKİM- NİsAN
aylarında 60 günde bir, MAYIS-EYLÜL aylarında ıs günde bir tekrarlanmalıdır.
İLAÇ UYGULAMA İŞÇİLERİNİN PESTİSİTLERE MARUZİYETLERİ
Uygulama işçilerinin vücutları pestisite 3 yoldan maruz
kalır; 1-Deri yolu ile, 2-Solunum yolu ile, 3-Ağızdan(sindirim)yolu ile
maruz kalırlar. İlaç Etiketleri; - İşçiler uygulayacakları
ilaçların etiketlerini okumadan kesinlikle karışım yapmamalı ve
uygulamamalı, - İlk yardım ve uyarılar bölümünde yazılı tüm bilgileri
öğrenmelidirler, - İlaç kapları ve karışım hazırlama; - Ağzı kapalı ve
sızdırmaz olduğu uygulayıcı tarafından kontrol edilmeli,akıntı ve sızıntı olan
kaplar sağlam kaplara aktarılarak imha edilmeli, - İş Dıumınae Kuııanılan tüm malzeme özel yıkama bölümünde
yıkanıp kaldırılmalı, -Boş ambalajlar iyice yıkanıp özel imha deposunda
muhafaza edilmeli, - Çalışırken; - Ellerinizi ağzınıza,gözlerinize
sürmeyiniz, - Tuvalete gitmeden,bir şey yiyip içmeden ellerinizi sabunlu su
ile iyice yıkayınız, - Çalışma sırasında sigara içmeyiniz,ağızdan hiçbir
gıda almayınız. - Uygularken; - Yiyecek ve içecek maddeleri uygulama
ortamından uzaklaştırılmalı veya sızdırmaz şekilde kapatılmaııdır, -
Uygulama sırasında eldiven,gözlük,şapka,koruyucu elbise,toz maskeleri
kullanılmalı, - Kapalı alan uygulamalarında ortamda hiçbir canlı kalmamış
olduğu tespit edilmeli ,Iohusa anne, yatalak,astım hastalarının bulunduğu kapalı
alanlar ilaçlanmamalıdır, - ilacın etiketinde önerilen dozdan fazla
karışım(kapalı alanda 40 ml./m2,açık alanda 200 ml./m2,larvasit uygulamala 10
ml./mjpüskürtülmemelidir. - Boş Kapların imhası; - Kağıt ve mukawa
karton ambalajları uygun ortamda yakılmalı, - Plastik ve metal varilieri
asgari 3-4 defa suyla çalkaladıktan sonra çöp kutusu,saksı veya petrol taşıma
kabıolarak kullanllabilir.Asla başka amaçla kullanılmamalıdır.
PESTİSİT ZEHİRLENMELERİ
- Bulaşık giysilerle dolaşmak,bulaşık elleri yıkamamak,çalışma
sırasında ağızdan gıda tüketmek v.b. durumlar ile ka, bulaşık kapları
kullanım,gıdayı yeme v.b. durumlarda akut zehirlenme meydana gelir. -
Uygulama yerlerine çok yakın bulunan insanların vücuttaki yağ dokularında bazı
grup insektisitler birikir ve kronik zehirlenmeye neden olur. 1-Ani
Zehirlenme Belirtileri:Vücut salgıları aşırı derecede artar,terleme,baş
dönmesi,görme bozukluğu,karın ağrısl,bulantl,kusma görülür. 2-Uzun Süreli
Zehirlenme Belirtileri:Kansızlık,saç dökülmesi,deri döküntüleri,karaciğer ve
böbrek rahatsızlıkları şeklind ortaya çıkar, İLK YARDIM: 1- İlaçla temas
sona erdirilir,hasta açık havaya çıkarılır, 2-a)Deri yolu ile zehirlenmede
elbiseler çıkartılır bulaşmış organlar bol sabunlu su ile yıkanır. b
)Gözlere bulaşmışsa gözler bol sabunlu su ile yıkanır, c)Sindirim yolu ile
alınmışsa ilaç etiketi ile birlikte zehirlenen kişi doktora
götürülür. 3-0rganikfosfor ve karbamatlı bileşiklerden meydana gelen
zehirlenmelerde 2-4 mg.Atropin Sülfat damardan yapılır, 4-Piretroidlerle ilgili
zehirlenmelerde semptomatik tedavi yapılır,
UYGULAYICILAR İÇİN SEÇİCİ ÖZELLİKLER
l-Fizyolojik güçleri yetersiz,anemik ve bulaşıcı sosyal hastalık
geçirenler bu işlerde çalıştırılmamalı, 2-Işe başlayan işçilerde kandaki
kolinesteraz aktiviteleri test edilmeli ve bu testler her yıl tekrarlanmalı,
3-Uygulama merkezinde ilkyardım araç ve gereçleri bulunmalı, 4-İlaçlamada
çalışan tüm işçilerin kanlarında Biyokimyasal testler her yıl yapılmalıdır.
TOKSİ KO LOJİ K DEĞERLENDİRMELER:
1-Akut Toksisite...Ağızdan(oral
yolla) Deriden(dermal
yolla) Teneffüs(solunum yolu) ile Tek bir doz veya
yüksek doza kısa süreli maruz kalmanın etkisi olarak tanımlanır.Akut toksisite
denemelerinde baz alır rakam LDso , LCso değerleridir. LD50 deneme
hayvanlarının % SO'sini öldüren doz anlamına gelir, LD50 insektisitin ılitre
suda ki konsantresinin sucul canlıları öldüren dozu anlamına
gelir.
PESTİSİTLERİN
TEHLİKELERİNE GÖRE WHO TARAFINDAN TAVSİYE EDİLEN
SINIFLANDIRILMASI LD50
sıçan için (mg/kg vücut ağırlığı)
|